Bebeklerde ve Çocuklarda Göz Sulanması
Çocuklarda göz sulanması genelde, göze yabancı bir cisim kaçması ile olmaktadır. Onun haricinde; göz kapaklarındaki bozukluklar, göz tansiyonu hastalığı, gözde çizilme ve gözyaşı kanalı tıkanıklığı da sulanma belirtisi ile kendini gösterir.Göz kapaklarındaki bozukluk, sulanmanın haricinde görmeye de engel olabilmektedir. Göz kapağı düşüklüğü, fazla deri kıvrımları, göz kapaklarının aralığının dar olması gibi durumlar çocuğun görmesini zorlaştırıyorsa tedavi gecikmeden uygulanmalıdır.Ayrıca bebeklerde ve çocuklarda görülen göz kapaklarındaki enfeksiyonlar da sulanmaya neden olur. Göz kapağındaki arpacık ve benzeri şişlikteki enfeksiyonlar, gözlerde baskıya neden olabilir. Baskının oluşturacağı ağrı, dokulardaki deformasyon ve göz tembelliği çocuğu zorlamaktadır. Bu tip enfeksiyon rahatsızlıkları farkedildiğinde zaman kaybetmeden tedavi edilmelidir.
Çocuklarda göz sulanması alerjik rahatsızlıklar sonucunda da görülebilir. İlk 6 aydan sonra gözlerde kaşınma, kızarıklık, yanma ve sulanma ilk olarak alerjiyi akıllara getirmektedir. Genellikle her iki gözü birlikte etkileyen bu durumu doktora göstermek ve alerjik etmenlerden uzak durmak gereklidir. Kimyasal etkilere bağlı olarak gözlerde oluşan tahriş de gözlerin yaşarmasına sebep olabilir.Doğumsal göz tansiyonu da sulanmaya sebep olur. Gözü çizilen çocuklarda da sulanma önemli bir belirtidir. Bütün bu tablolar acil tedavi gerektirdiğinden, bebeklerdeki ya da çocuklardaki bu rahatsızlığı aile fertleri farkettiklerinde hemen bir uzmana başvurmalıdır.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı ise, bebek ve çocuklarda en sık rastlanan göz hastalıklarından biridir. Yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, gözyaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmalıdır.Gözyaşı gözü sürekli ıslak tutan, temizleyen ve koruyan bir salgıdır. Üst göz kapağın dış kısmında, kaşın hemen altında bulunan gözyaşı bezleri tarafından salgılanır. Gözyaşının fazla kısmı gözyaşı kanalı tarafından burun boşluğuna aktarılır. Gözyaşı kanalı alt ve üst göz kapaklarının iç köşesinde iki küçük delik olarak başlar ve buradan aşağı doğru uzanarak burun boşluğuna açılır. Ağlarken burnumuzun akmasının nedeni çok miktarda gözyaşının bu kanaldan burun içine boşalmasıdır. Bu boşalma kanallarındaki herhangi bir tıkanıklık “gözyaşı kanal tıkanıklığı“ olarak tanımlanır.
Tıkanma bulguları ise; gözlerde tek ya da iki taraflı yaşarma, göz burun arasındaki kesede şişlik ve kızarıklık, sabahları aşırı çapak ve cerahat oluşması, sürekli akıntıya bağlı olarak flu görme, gözde yanma, batma, kaşınma ve rahatsızlık hissidir.
Kanal tıkanıklığı, erken doğmuş bebeklerde, erkek ve sezeryan bebeklerinde biraz daha fazla görülebilir. Bebek ana rahmindeyken göz kanallarının ağzı zarla örtülüdür ve genellikle doğum sırasında veya doğumdan birkaç gün sonra açılır. Açılmadığı taktirde bu tıkanıklıklar gözde aşırı sulanma ve çapaklanmaya neden olabilir. Bu durum genellikle geçicidir. Sulanma ve çapaklanma geçmediği taktirde konusunda uzman bir doktora gösterilmelidir.
Kanal tıkanıklı tedavisi birkaç aşamadan oluşur. İlk olarak masaj uygulaması yapılır. Burada amaç, kanal içerisindeki hidrostatik basıncı arttırarak tıkalı olan kanalın açılmasını sağlamaktır. Bu sırada gerekli göz damlaları da kullanılır. Masaj ve damla tedavisi, bebek 12 aylık olana kadar uygulanır. Bu zaman içinde %95 vakada kanalın açıldığı görülmüştür. Ancak masaj ve damla tedavisine karşın, kanal tıkanıklığı 1 yaşa kadar düzelmez ise genel anestezi altında ince bir sonda ile kanal açılmaya çalışılır. Bu basit bir cerrahi girişimdir ve bebek 12-18 ay arasındayken uygulanabilir. Tedavide geç kalınmaması önemlidir. Çünkü bebek 18 aylık olmadan önce basit bir girişimle düzeltilebilen bu problem, ileri yaşlarda ameliyatı zorunlu kılar.